2025 Yılının Teknoloji Trendleri
- mustafaacar7
- 25 Ara 2024
- 5 dakikada okunur
2025 yılına kısa bir süre kala, yeni yılın teknoloji trendlerine dair öngörüler ortaya
çıkmaya başladı. Info-Tech Araştırma Grubu, “Tech Trends 2025” adlı raporunda, bilgi
teknolojilerinde büyük dönüşümlere yol açacak altı temel eğilime dikkat çekiyor.
Araştırma, 2024 yılının Mart ve Temmuz ayları arasında dünya genelinde 1000’e yakın
bilgi teknolojisi uzmanından toplanan verilerle hazırlanmış. Ayrıca, raporun
şekillendirilmesinde Blockchain Araştırma Enstitüsü, Nubinary, Kyield, SAS, Xprize
Quantum, IBM Quantum Industry & Technical Services, HP Inc, Voices.com, SWEAR ve
British Columbia Üniversitesi gibi önemli kuruluşlardan temsilcilerle yapılan uzman
görüşmeleri de etkili olmuş.
İşte 2025’te daha fazla konuşacağımız 6 teknoloji trendi;
1-) Yapay Zeka Avatarlar ve Sohbet Botları
Üretken yapay zeka, kullanıcı deneyimlerini dönüştürerek yazılımlarla daha doğal bir
etkileşim sağlayan sohbet robotları ve ses teknolojileri sunuyor. Microsoft Copilot,
Salesforce Einstein ve Amazon Q gibi araçlar, kullanıcıların karmaşık menü ve ikonlarla
uğraşmak yerine konuşarak ihtiyaçlarını karşılamalarına olanak tanıyor. Ancak, bu
teknolojiler hatalara ve veri gizliliği risklerine oldukça açık. Ayrıca, yapay zeka destekli ses
klonlama teknolojileri sayesinde gerçek insan sesine benzeyen içerikler hızla üretilebiliyor
ve bu, medya, sağlık ve reklam gibi sektörlerde büyük bir potansiyel sunduğu gibi
tehditleri de içinde barındırıyor. Bu durum, yapay zeka tespitine yönelik daha güçlü
sistemler ve savunma mekanizmalarına olan ihtiyacı artırıyor. Birçok kurumsal sisteme
entegre edilen yapay zeka avatarları ve sohbet robotları, müşteri hizmetlerinden yazılım
geliştirmeye, pazarlamadan kullanıcı deneyimlerine kadar pek çok alanda köklü
değişimler sağlıyor. Info-Tech’in anketine göre, katılımcıların %70’i üretken yapay zeka
sohbet robotlarını halihazırda kullanırken, Microsoft Copilot %78,84’lük bir oranla bu
alanda en çok tercih edilen araç konumunda.
2-) Deepfake’ten Korunma
Yapay zeka araçlarıyla oluşturulan dijital personalar, genellikle meşru iş amaçları için
kullanıldığında bireylerin onayını gerektiren güvenlik önlemleri içeriyor. Ancak, bu
teknolojilerin açık kaynaklı sürümleri veya korsan yazılımları kötü niyetli kişilerin eline
geçebiliyor. Bu durum, internet üzerindeki yanlış bilgi sorununu derinleştiriyor ve
dolandırıcılıkta kullanılan sosyal mühendislik yöntemlerini daha etkili hale getiriyor.
Deepfake teknolojisi, insanların görsel bilgileri ele alış biçimi nedeniyle tehlike arz ediyor.
İnsan beyni görsel verileri kritik düşünmeden kabul etmeye eğilimli olduğu için, bu tür
sahte içerikler gerçekmiş gibi algılanabiliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel
Riskler Raporu, yanlış bilgi ve dezenformasyonu önümüzdeki iki yıl için en ciddi tehdit
olarak değerlendiriyor. Deepfake’lerin siyasi seçimleri manipüle etmek, liderleri yanlış
tanıtmak, hisse senedi manipülasyonu yapmak gibi birçok alanda toplumlara zarar
verebileceği belirtiliyor.
Yapay zekanın ürettiği dijital insan figürleri giderek daha da karmaşık ve anlaşılması zor
bir hal almaya başladı. Üretilen deepfake materyaller dolandırıcılık ve yanlış bilgilendirme
için güçlü bir araç haline geldi. Hazırlanan raporda bilgi teknolojilerinin önde gelen
isimlerinin, artan yapay zeka destekli siber saldırı tehdidi ile mücadele etmek ve
verilerinin bütünlüğünü sağlamak için yapay zeka destekli tespit araçlarına, blok zinciri
gibi içerik doğrulama yöntemlerine öncelik verdiği ifade ediliyor. Info-Tech'in bulgularına
göre yapay zeka, 5 üzerinden 3,55'lik bir bozulma riski puanıyla, yetenek eksikliğinin
hemen ardından iş operasyonları için en yıkıcı ikinci güç olarak yer alıyor.
3-) Kuantum Bilişim
Kuantum bilişim, teorik çalışmaların ötesine geçerek artık bulut platformları üzerinden
erişilebilir hale geldi ve işletmeler için gerçek dünya iş deneylerini mümkün kılmaya
başladı. Günümüz bilgisayarlarının aylarca hatta yıllarca sürebilecek karmaşık
problemleri, kuantum bilgisayarları saniyeler içinde çözebilecek kapasitede. 2025 yılında,
özellikle dijital altyapısı gelişmiş sektörlerde kuantum bilişime yönelik yatırımlar artış
gösteriyor. Araştırmalara göre, ileri teknolojiye sahip şirketlerin %34’ü 2025 yılı sonuna
kadar kuantum bilişim yatırımı yapmayı planlıyor. Ancak bu teknoloji henüz klasik
bilgisayarların yerine geçecek bir seviyede değil ve sadece çok karmaşık problemleri
çözmede daha etkili. Şirketler, bu teknolojiye geçişte uygun yetenekli çalışanları bulma ve
kuantum sistemlerini mevcut sistemlerle entegre etme gibi zorluklarla karşılaşıyor. Yine
de, ilaç keşfi, finansal modelleme, malzeme bilimi ve lojistik gibi alanlarda kuantum
bilişim önemli yenilikler vadediyor. Medya, telekom ve teknoloji şirketlerinin %33’ü
kuantum bilişim yatırımı yaparken, bunu %27 ile kamu sektörü ve %20 ile finans sektörü
takip ediyor.
Bu yıl Türkiye, ilk yerli kuantum bilgisayarı “QuanT”yi tanıtarak önemli bir teknoloji
atılımına imza attı. Tanıtım sırasında konuşan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu,
QuanT’nin sağladığı işlem gücüyle savunma sanayi, finansal teknoloji, mobilite ve siber
güvenlik gibi stratejik alanlarda Türkiye’nin küresel rekabet gücünü
artıracağını vurguladı.
4-) Kuantum Sonrası Kriptografi
Kuantum bilgisayarlar gelecekte mevcut şifreleme yöntemlerini kırabilecek güce
ulaşabilir, bu da bilgi güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. “Q-günü” olarak
adlandırılan bu belirsiz tarihte, kuantum bilgisayarların günümüzde yaygın olan RSA gibi
şifreleme standartlarını kolayca çözebileceği öngörülüyor. Bu durum, özellikle finans,
sağlık, telekomünikasyon ve hükümet gibi hassas verileri korumakla yükümlü sektörleri
ciddi şekilde etkileyebilir. Uzmanlara göre, Q-günü önümüzdeki 10-15 yıl içinde
gerçekleşebilir. Bu nedenle, güvenlik standartlarını kuantum bilgisayarlara dayanıklı hale
getirmek için şimdiden harekete geçilmesi gerekiyor. 2024 yılında NIST tarafından
duyurulan kuantum dayanıklı şifreleme standartları, bu geçiş sürecine rehberlik etmeye
başladı. Ancak, “Şimdi Hasat Et, Daha Sonra Çöz” saldırıları gibi gelecekteki tehditlere
karşı bugünden önlem almak da kritik öneme sahip.
Kuantum teknolojisinin gelişme hızı göz önüne alındığında Kuantum sonrası kriptografinin
benimsenmesi, özellikle finans, sağlık ve kamu gibi hassas verileri işleyen sektörler için
artık kritik bir öncelik haline geldiği görülüyor. Info-Tech hazırladığı raporda bilişim
teknolojileri departmanlarının %16'sına kıyasla gelişmiş bilişim teknolojileri
departmanlarının %31'inin 2025'in sonundan önce kuantum sonrası kriptografiye yatırım
yapmayı planladığını bildiriyor.
5-) Uzman Modeller
Yapay zeka teknolojileri, işletmelerin iş süreçlerini geliştirmesi ve müşteri beklentilerini
yükseltmesi açısından büyük bir potansiyele sahip. Özellikle bilgi teknolojisi firmaları bu
alanda yatırımlara öncülük ediyor. Yapay zekadan en iyi şekilde faydalanmak isteyen
kuruluşların, yapay zekanın teknik zorluklarının ötesinde, iş süreçlerine entegrasyon,
doğru veri yönetimi, özel modeller geliştirme ve çalışanlara bu teknolojiyi kullanma
yetkinliği kazandırma gibi konulara odaklanmaları gerekiyor. Yapay zekanın güçlü yanları
arasında büyük veri kümelerini analiz etme ve hızlı sonuçlar sunma yeteneği bulunsa da,
başarının anahtarı insan desteğini tamamen kaldırmadan mevcut süreçleri yapay zeka ile
desteklemek. Ayrıca, yapay zekanın herkes tarafından erişilebilir ve kullanılabilir hale
gelmesi (demokratikleşmesi), iş yerlerinde daha fazla verimlilik sağlanmasına olanak
tanıyor. Info-Tech hazırladığı raporda yüksek olgunluğa sahip bilgi teknolojisi
departmanlarının %80'inin halihazırda yapay zekaya yatırım yaptığını veya 2025'in
sonuna kadar bunu yapmayı planladığını belirtiyor.
6-) Yapay Zeka Hakimiyeti
Yapay zeka, işletmeler için hem büyük fırsatlar hem de ciddi tehditler sunuyor. Özellikle
müzik ve haber gibi yaratıcı sektörlerde yapay zeka, iş modellerini tehdit etmeye başladı.
Örneğin, yapay zeka ile müzik üreten programlar, kullanıcı taleplerine göre yeni şarkılar
oluşturabiliyor, bu da sanatçılar ve müzik endüstrisi için gelir kaybına yol açabilir. Benzer
şekilde, haber siteleri de arama motorlarının yapay zeka tarafından üretilen cevapları
sayesinde daha az ziyaret alarak reklam ve abone gelirlerini kaybetme riskiyle karşı
karşıya. Bunun sonucunda müzik ve haber endüstrisindeki bazı şirketler, yapay zeka
üreticilerine telif hakkı ihlali nedeniyle dava açıyor. Ancak tehdit sadece yaratıcı
sektörlerle sınırlı değil; müşteri hizmetlerinden eğitime, finanstan yazılım geliştirmeye
kadar birçok alanda yapay zekanın iş yapış biçimlerini değiştirebileceği düşünülüyor.
Şirketler, yapay zekanın potansiyel faydalarından yararlanırken, veri gizliliği, maliyetler ve
performans standartları konusunda kontrolü elde tutmaya çalışarak bu değişime
hazırlanıyor.
Info-Tech raporda, kuruluşların hassas verileri korumak, maliyetleri düşürmek ve yapay
zeka performansını artırmak için yapay zeka benimsenmesini yönetişim ve kontrol ile
dengelemeye odaklandığını açıklıyor. Kısacası firmalar, yapay zekâyı etkin bir şekilde
kullanabilmek için hem teknolojik hem de yönetimsel dengelerin kurulması gerektiğini
vurguluyor. 2026 yılına kadar, daha fazla şirketin yapay zeka girişimleri üzerinde kontrolü
sürdürmek amacıyla yerelleştirilmiş yapay zeka modelleri çalıştıracağı tahmin ediliyor.
Gizlilik ve güvenlik endişeleri, yapay zeka yatırım kararlarını etkileyen faktörler listesinin
başında yer alıyor, Info-Tech’in araştırmasına katılan firmaların %65'i bunu önemli bir
husus olarak belirtiyor.
2025 yılı, bilgi teknolojilerinde çığır açan gelişmelerin yaşanacağı bir döneme işaret
ediyor. Tech Trends 2025” raporu, yapay zeka avatarları ve sohbet botlarından kuantum
bilişime, deepfake’lerden kuantum sonrası kriptografiye kadar uzanan altı temel trendi
öne çıkarıyor. Bu teknolojiler, iş süreçlerini dönüştürme ve büyük fırsatlar sunma
potansiyeli taşıyor olsa da, aynı zamanda veri güvenliği, gizlilik ve etik gibi önemli riskleri
de beraberinde getiriyor. Şirketlerin, bu yenilikleri benimserken iş süreçlerine entegre
etmek, doğru veri yönetimini sağlamak ve teknoloji ile insan katkısını dengede tutmak
gibi zorlukları çözmeleri gerekiyor.
25 Aralık 2024
Mustafa Murat Acar